Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

14 Şubat 2012 Salı

Cafe de Beyoğlu


Aşk’ı konuşmuştuk dün bir arkadaşımla. Nedir, ne değildir? O olmadan olur mu, olmaz mı? Epey kafa patlattık. Sonunda kişiden kişiye aşk’ın kendisinin de;  tanımının da değişeceği konusunda karar kıldık.

Tesadüf bu ya bugün aşk’ı –duydum-  o keman sesi beni aldı, yıktı geçti. Birden bire o kitapçıdan içeriye girerken buldum kendimi. Elim, ayağım titriyordu. Nefes alışım değişmişti, sordum elimle hoparlörlü göstererek “Ne çalıyor?”  tezgâhtar çocuk da şaşırdı “bir saniye” deyip iki sıra ilerideki raftan CD’ yi alıp bana uzattı. Hemen kasaya gittim. Atmışlı yaşlarda bir amca da duyup gelmiş. O da alıyordu aynı CD den. Elimde görünce “Çok güzel değil mi?” dedi gülümseyerek. “ Büyüleyici”  dedim. Karşılıklı gülümsedik. Sonra kitapçının içini dolduran keman, çello ve piyanonun eşsiz uyumuna bıraktım kendimi. Dans etmek istedim. İşim bitmesine rağmen çıkamıyordum. Ayaklarım beni oyalamaya çalışıyordu. Gözlerimi kapayıp biraz daha rafların arasında dolaştım…

 Çıkarken sanki son bir öpücük çalmaya çalışan sevgili gibiyi keman, piyano sıkıca sarılmıştı belimden. Öylesine aşkla sarıyordu ki bedenimi, terk ederken canım acıdı. Keşke eskisi gibi cd çalar olsaydı da hemen dinleyebilseydim, hemen kavuşsaydım sevgilime. Neden bu kadar çok ve çabuk değişiyor ki teknoloji. Kahretsin…

Bir cafe görmüştüm istiklalde yürürken,  taksime doğru yüründüğünde yolun sağ tarafında kalıyordu. İsmine de bakmamıştım ki orada oturup bir kahve içecektim, kahve içerken de kimmiş bu sanat eserinin sahipleri diye okumaya fırsatım olacaktı. Yürüdüm geriye doğru göremedim. Sonra geçmişimdir, kesin dikkatli bakmamışımdır diye bir daha ters istikamakette yürüdüm. Ama maalesef. Sonra biraz yorgunlukla biraz da vakitsizlikten cafeye gitmekten vazgeçtim….

Sanırım dört saat geçti aldığımdan beri. Eve gelip bir an önce kavuşmak için sabırsızlanıyordum. Şimdi bu yazıyı “ Cafe de Beyoğlu” ‘nu dinlerken yazıyorum. Nasıl keyif aldığımı anlatamam. Bu yüzden “Tarlan Gazanferoğlu (Violin) & Natalya Grudnyakova (Piano) & Özgür Uluçınar (Double Bass) “ ‘ın ortak yapımı olan bu AŞK’ı edinin. Aşk’ın siyah beyaz tuşlardaki; gergin tellerdeki haline bir bakın. Sizi alıp olduğunuz yerden çok uzaklara götürmesine izin verin. Aşk’la yapılmış müziğin nelere kadir olduğunu siz de görün. Aşk’ın şehrinden sevgilerle…

İSTANBUL
13 Şubat 2012
16:48