Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

10 Mayıs 2012 Perşembe

Kalmak zorunda Kalmak

Bazen hiçsindir, çok uzaklarda bi evin o evinin içinde sana ait bi köşen olmadığına yanarsın. Ya da yaşlanırken, su gibi akarken zaman eğilip bi yudum içemediğine, herkesle yaşarken kendinle öldüğüne yanarsın. Avuçların terlemez, dudakların kurumaz kimsenin yanında. Gözlerindeki ışığın söndüğünü yalnızca sen anlarsın.

Bazen o kadar yalnızsındır ki, bi taşın bile senden daha kalabalık olduğunu hissedersin; altındaki böceğiyle üstündeki yosunuyla..

Bazen iç organların parçalanırken gözlerinin artık dolmadığını fark edersin. Ufak bi ezgi seni acımadan yüz metrelik binanın tepesinden atar.Canın yanar, sesin çıkmaz bazen.


Bazen çıkmaz sokakların öyle çoktur ki umudunu yitirirsin. Çıkamadığın her sokağa işaret olsun diye bıraktığın kalbinin parçalarının sende kalandan büyük olduğunu anlarsın.

Bazen okuyamadığın kitaplara, gidemediğin şehirlere, söyleyemediğin şarkılara, öpemediğin insanlara kızarsın; tek suçlu onlar olsun istersin. Seni bulsunlar istersin, saklandığın yerden çıkarsın, kendine katsın..

Bazen savunmasız olmak istersin, güçsüz, aciz ... Sırf o korusun, sarsın sarmalasın, yanında olduğunu hissettirsin diye...

Bazen çikolata bile yemek istemezsin onu hatırlatıyor diye.
Bazen ölsün istersin, sonra ölsün istediğin için kendin ölmek.. Bir daha uyanmak istemediğin için uyumak istersin.Gözlerini kaparsın ve sadece kalmakla yetinirsin. Gidemezsin.